Kapalı Ortamda Koronavirüsten Nasıl Korunuruz?
Yetişkinlerin işlerine, çocukların da okullarına geri dönmesi ile kapalı ortamda geçirilen vakitler artmaya başladı. Durum böyleyken uzmanlar kapalı ortamlarda bulaşıcılığı azaltmak için tavsiyelerde bulundular.

Aylardır insanlığı etkisi altına alan koronavirüs salgını gün geçtikçe yayılmaya ve insanların yaşamını ciddi oranda etkilemeye devam ediyor. Normalleşirken gerçekleştirilen ihmalkar davranışlar ile her geçen gün koronavirüs vaka sayıları artış gösteriyor. Fakat, hayat devam ediyor ve etmek zorunda. Okulların açılması ve vatandaşların işlerine geri dönmesi ile salgının önüne geçmek de oldukça zorlaşıyor. Umutlar, bilim adamlarından gelecek bir tedaviye bağlandı. Bilim adamları ise çalışmalarını oldukça hızlandırdı. Ancak, aşıların ve tedavilerin hiçbiri şu an için güvenilir değil. Hal böyle olunca, herkes kendini koronavirüsten koruyabildiği kadar korumak zorunda. Bu yüzden yazımızda kendinizi kapalı ortamda koronavirüsten nasıl korursunuz konusunu ele aldık.
Kapalı Ortamda Kendinizi Koronavirüsten Nasıl Korursunuz?
1- Havasız kalmamayı sağlayın
Bir odaya girdiğinizde odanın havasız olduğunu hissediyorsanız, yeterince temiz hava bulunmadığına işarettir ve koronavirüs kapma ihtimalinizi artırır. Güncel çalışmalar, havada salınan küçük virüs zerrecikleri yüzünden koronavirüsün kapalı alanlarda hava yoluyla bulaşmasının mümkün olduğunu gösteriyor. İngiltere’de yapılan çalışma ortamı düzenlemelerine göre, ofis ortamına kişi başına saniyede 10 litre temiz hava sağlanması gerekiyor. Pandemi döneminde ise bu miktar daha da önemli hale geliyor. Yetkili Bina Hizmetleri Mühendisleri Kurumu Müdürü Dr. Hywel Davies, “Dış ortamdan yeterli miktarda havayı içeriye sağlıyorsanız, binada virüs taşıyan bir kişi bile varsa ortamdaki bulaşıcı maddeyi seyreltmiş olursunuz. Bu da diğer kişilerin hastalığı kapma riskini azaltır.” diyor.
2-Kullanılan klimanın türüne dikkat edin
Klima, sıcak günlerin vazgeçilmezi niteliğinde. Fakat salgın döneminde kullanılan klimanın türü oldukça önemli. En basit türü olan split klimalar, genellikle havayı odadan çeker, soğutur ve tekrar odaya verir. Yani, içerideki havayı devridaim yapar. Saatlerce aynı havanın dönmesi oldukça riskli bir durum oluşturur. Çin’deki bir restoranda yapılan çalışmada, bu tip klimaların virüsü yaymada etkili olduğu görüldü. Restorandaki müşterilerden birisi virüs taşıyordu fakat henüz semptomları göstermediği için bunun farkında değildi. Araştırmacılar, bu müşterinin konuşurken ve nefes alıp verirken ortama yaydığı zerreciklerin klima yardımıyla ortama yaydığına kanaat getirdiler . Sonuç olarak, ortamdaki dokuz kişi virüsü kaptı.
3- Klimaların filtrelerinde virüs olup olmadığını kontrol edin
Modern havalandırma sistemlerindeki filtreler hatasız değildir. ABD’de Oregon Üniversite Hastanesi’ni inceleyen bilim adamları, klima filtrelerinde koronavirüs izlerine rastladı. Güney Kore’de bir apartmanın 11. katındaki bir çağrı merkezinde, bir kişinin tam 90 kişiye virüs bulaştırdığı tespit edildi. Prof. Van den Wymelenberg filtrelerden gelen verilerin enfeksiyonla mücadelede bizlere yol gösterebileceğini söylüyor. Filtrelerin kontrol edilmesi sonucunda virüsün varlığı daha kolay tespit edilebilir.
4-Hava akımına dikkat edin
En önemli korunmanın temiz hava ile olduğu konusunda herkes hemfikir. Fakat havanın dolaşımını modelleyen bir araştırmacı, işlerin yalnızca bundan ibaret olmadığı konusunda uyarıyor. Formula 1 araçlarını tasarlayan Nick Wirth, bugünlerde süpermarketlere ve besin işleme şirketlerine hava dolaşımını nasıl yönetebilecekleri konusunda danışmanlık veriyor. Wirth, örneğin kapalı ortamda pencere kenarında oturan kişinin virüs taşıması durumunda, havanın dolaşma yönündeki kişilere de virüsün bulaşabileceğini söylüyor.
Prof. Cath Noakes ise bol temiz havanın virüsleri seyrelterek tüm riskleri azaltacağını savunuyor. Açık pencereden gelen hava akımı ile daha çok kişiye virüsü taşıyabileceğini, ancak bunun daha az miktarlarda olacağını belirtti. Bu konuda hala bazı anlaşmazlıklar mevcut. Sonuç olarak, koronavirüsle ilgili halen çok az şey biliyoruz. Ve, alınabilecek tüm tedbirleri almaktan ve kendimizi korumaya çalışmaktan başka bir şansımız yok.