
İçerisinde yaşadığımız gezegeni yenilenebilir ve sürdürülebilir bir yöne çevirme fikri son zamanlarda her insanın dilinde. Peki dünyanın en büyük çölü olan Sahra’yı güneş panelleri ile kaplayarak dünyanın enerji ihtiyacını karşılasak iyi mi olurdu?
Sabah kalktığımızda tık diye enerjimizi yakalamamızı elde eden o dev gibi şey: Güneş! Peki bu dev gibi naturel kaynağımızdan, telefonumuzu şarj etmekten sokak lambalarının aydınlanmasına kadar yenilenebilir ve sürdürülebilir bir halde bütün dünya yararlanabilseydi ne olurdu?
Araştırmacılar, dünyanın en büyük çölü olan Sahra’yı, dünyanın mevcut enerji talebinin dört katını karşılayabilecek devasa bir Güneş çiftliğine dönüştürmenin “kuramsal olarak” olası olabildiğini öngörmekteler. O vakit bizi durduran şey ne? Gelin, bu mevzuya birazcık yakından göz atalım.
Dümdüz uzanıp giden ve dev gibi büyüklüklere haiz olan çöller, güneş ışıklarını son olarak hüzmesine kadar alarak yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji deposu bakımından olmazsa olmaz bir görünüme ve verime haiz olabilirler.
Hal böyleyken niçin dünyanın en büyük çölü olan Sahra’ya güneş panelleri kurulup bütün dünyaya enerji dağıtılmasın ki? Aslında her şey görünüyor ki parlak ve pürüzsüz değil. Gelin, bu varsayımlara yakından bakalım.
Sahra Çölü’ne dev gibi güneş panellerinin kurulduğunu varsayalım. Güneş panellerinin siyah yüzeyleri, güneş ışığının çoğunu emerken, gelen enerjinin ancak bir kısmını (yaklaşık ’ini) elektriğe dönüştürebilmekteler.
O vakit Sahra’ya yapılacak olan bir güneş paneli, dev gibi çölün üstüne doğrudan ve devamlı düşen güneş ışığını fazlasıyla emmesinden kaynaklı olarak geri kalan büyük bir kısmını çevreye sıcaklık olarak yayacak. Dünyanın en büyük çölünden yayılan devasa bir sıcaklık hacmi de iklim üstünde negatif etkilere niçin olacak.
Bir de bunlara ayrıca meydana getirilen birtakım incelemelerde Sahra Çölü’nün ’sinin güneş panelleriyle doldurulmuş olduğu varsayıldığında çöldeki mahalli sıcaklıkların 1,5°C, P’sinin kaplandığı varsayıldığında ise ısı artışının 2,5°C aşama yükseldiği ortaya çıkıyor.
Bu ısınmanın, atmosfer ve okyanus hareketiyle Dünya’ya yayılacağı ve Dünya’nın yaklaşık sıcaklığını ’lik kaplama ile 0,16°C ve P’lik bir kaplama ile 0,39°C yükselteceği kararına ulaşılıyor. Bu ısı değişimi ise buzulların erimesine niçin olacak; hem de da eriyen deniz buzu, oldukca daha çok güneş enerjisi emen karanlık suyu açığa çıkararak küresel ısınmayı daha da hızlandıran bir noktaya getirebilecek.
Yukarıda bahsettiğimiz her sıkıntı çözüldü diyelim. Peki kurulacak olan güneş panellerinin üretim maliyeti ve bu maliyeti karşılayacak olan devletler, firmalar karşımıza çıkıyor(yahut birileri harbiden karşılamak isteyecek mi?). Kurulacak olan güneş panellerinin büyüklüğü ve çokluğu düşünüldüğünde maliyeti gözlerimizi kamaştırsa da bir elin bu taşın dibine gireceğine olan inancımız elbet var.
Güneş panelleri kuruldu, adım adım hayalimizdeki enerjiye kapımız açıldı diyelim. Peki o enerji Sahra’dan Türkiye’ye, Sahra’dan Amerika’ya derken bu yolları iyi mi aşacak?